kanalizasyon

''bu sayfa tuvalet görevi görüyor yalnızca dışkının klozette başlayıp özgürlüğüne kavuşmasıyla biten yolculuğu''

27 Aralık 2010 Pazartesi

yemeye devam

bir hışımla tırmandı merdivenleri. ne kadar heyecanlıydı sonunda karşılaşacaktı onunla. yıllarca biriktirdiği o kini tükürecekti suratına. kapının önüne geldi. soluklandı. düşünmüyordu bir sonraki adımı. dalıverdi odaya aman allahım o bagırma da neyin nesiydi. kimseler yoktu ortada. şaşkına döndü ve daha da kızdı bu duruma. salakça küfürler savurdu. klasik laflar zartlar işte. ama ne ses ne de bi kıpırtı. kimse yoktu. ama kin-nefret-heyecan ve korku. yavaş adımlarla odada döndü durdu. salakcaydı hertürlü durumaacıktı. salaktı. hırsı onu salaklaştırmıştı. yine bagırdı. ses yok! kapandı kapı. birden döndü arkasını. kimse yoktu. balkon kapısından giren rüzgar kapamıştı kapıyı arkasından suratına. korkuyordu. ama korkmuyordu sonunu düşünmediği oyunda kazanacagından emindi. gülümsedi. kapana sıkışmış insan evladını orada bulacagından emindi. hareketlendi balkona dogru ama temkinliydi de. öyle olmalıydı. sonucta karsısında ki herif de kendi kadar güçlüydü. o böyle düşünüyordu. kendi kadar güçlü. o onun kadar değil herif bunun kadar güçlü olabilirdi. seviyordu gerzek kendisini. zaten ikinci adımda balkona varmıştı. perdeyi araladı. ama balkon diye birsey yoktu. kent ayaklarının altındaydı. o kadar katı nasıl oldu da bu kadar hızlı cıkabilmişti. sastı. ama güclü bedeni vardı. alkol yok sigara yok. ve kin vardı yeminleri vardı. ama kimseler de yoktu ortada. kapıya yöneldi cıktı gitti. daha da kinlendi. cünkü yine kaybetmişti. o salak telefon ona oynanan salak bir oyundu ve o bunu yine yemişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder